7 Mayıs 2010 Cuma

MEVLANA



Bu hafta okuduğum kitap Türk Edebiyatı Klasiklerinden Mevlana Mesnevisinden Seçmeler. Kitap çok ince bi kitap olmasına rağmen içinde mevlana hakkında bir sürü bilgi yer alıyor.Doğumu,yaşadıkları,Şems ile arasında geçenleri,halkın onları bu yakınlık yüzünden dışladıkları gibi bir sürü bilgiye ulaşabiliyorsunuz. BU kitabı okuduğum zaman şunu anladım Mevlana bile hiç bir zaman yanlız hareket etmemiş.Sürekli yanında danışabileceği ve anlattıklarını dinleyebileceği bir sevdikleri olmuş. Bu yüzden bizimde hayatta sözüne önem verdiğimiz ve bize fayda sağlayacağını düşündüğümüz büyüklerimizle vakit geçirelim.

15 Aralık 2009 Salı

KAYIP GÜL


Kitabın Adı:Kayıp Gül

Kitabın Yazarı:Serdar ÖZKAN


Son günlerde bu kitabın adını o kadar çok duydum ki istemsiz bir şekilde kitabı aldım.Hem kitabın kapağı çok güzeldi hemde hakkında duyduklarım.Beklentim çok mu fazlaydı bilmiyorum ama okuduktan sonra hayal kırıklığına uğradım aslında.Kitaba haksızlık yapmak da istemiyorum konusu ve anlatımı güzeldi, yine de beni çok etkileyeceğini düşünmüştüm.Hayatımda okuduğum ve çok etkilendiğim kitapları daima saklar ve arada açıp belli kısımlarını okurum.Mesela ''İsimle Ateş arasında'' adlı kitabın yeri bende çok farklıdır.Sanırım bu kitap içinde aynı şeyleri düşünerek okumaya başladım.


Kitap Diana'nın, Annesinin öldükten sonra açıkladığı bir gerçekle yüz yüze kalmasını anlatıyor.Annesinin dediğine göre Diana'nın bir ikizi var ve öldüğü sandığı babası yaşıyor.Annesi ölümünden sonra bıraktığı mektup da ikizini o kadar çok övmüş ki onu aramak için yollara çıkıyor.Kardeşinin güllerle konuştuğunu duyuyor ve o da bu özelliğe sahip olmak istiyor.Bütün kitap arama yollarında yaşanılan maceralardan oluşuyor.


Kitabın sonu çok açıklayıcı bitmemiş ama benim anladığım kadarıyla Diana'nın aradığı ikizi değil kendisi...

Bir daha kitabı dönüp okur muyum bilmiyorum fakat merak ettiğim bir konu var bu kitap neden en son Türkçe'ye çevrilerek çıkmış bunu bir türlü anlamadım.Ortalıkta bir Pazarlama taktiği kokusu alıyorum.


Siz ne dersiniz?



4 Eylül 2009 Cuma

İŞ YAŞAMINDA 100 KANGURU


KİTABIN ADI:İŞ YAŞAMINDA 100 KANGURU


KİTABIN YAZARI:AHMET ŞERİF İZGÖREN



Öncelikle Kitabın yazarı Ahmet Şerif İzgören’e teşekkür etmek istiyorum. İş hayatımın bu sıkıntılı günlerinde nasıl davranmam gerektiğini ya da ileride neler yapmam gerektiğini gösterdi. Biraz da cesaret verdi açıkçası. Müdürümün karşısına çıkıp ben artık ‘Yokum’ diyecek kadar…
Öncelikle kitabın isminin anlamından başlamak istiyorum. Kangroo Avustralya yerli dilinde ‘’Seni Anlamıyorum’’ anlamına geliyor. Bu yüzden iş yerinde bizi anlamayan ve ya kendimizi anlatamadığımız yüzlerce kangurudan bahsediliyor.
Bu kitabın tek bir ana fikri var; Hayatımızın her alanında Sistem lideri olmak…
Sadece yöneticilik vasıflarına sahip olan insanlar, var olan bir yapıyı sürdürürler. Liderler ise peşinden sürükledikleri gruplar yaratırlar. Bir sistem lideri ise; sistem liderliği modeli çerçevesinde kendisinden sonra da yaşayan devamlı gelişim ve değişim anlayışında bir sistem oluşturur. Bu kavramı ilk defa duydum ve ne kadar da faydalı bir şey olduğunu öğrendim. Bir sistem lideri olmak için 4 özelliğe sahip olmak gerekiyor:1-Güçlü kişilik 2-Yönetim becerisi 3-İnsan kaynakları yönetimi ve son olarak Kurumsal güç.
Kitap bir sohbet havasında geçiyor. Her bir kavramın arkasında hikâyeler yer alıyor. İŞ hayatında yer alan kişiler ve onların davranışları ile ilgili muhteşem ipuçları gizli. Çok beğendim bir sözü paylaşmak isterim; Büyük balığı patron yer, çalışanlar balık kılçıklarıyla uğraşır.
Kitabın bir diğer ilgi çeken yönü ise anlatılan her hikâyenin altında kişiler hakkında bilgi veriliyor. Yazarın bir arkadaş toplantısında duyduğu bir hikâye bile dipnot olarak açıklanıyor. Son olarak ise bence çok ince bir ayrıntı, kitabı beğenmediğiniz takdirde yayınevine iade edilebiliyorsunuz.


İnanç görünmeyene inanmaktır, eğer görünmeyene inanıyorsanız başkalarının görmediklerini görebilirsiniz.



6 Ağustos 2009 Perşembe

GERÇEK BİR YAŞAM HİKAYESİ


Kitabın adı: SON KONUŞMA
Kitabın yazarı: Randy Pausch

Pankreas kanseri,3 ay ömür biçilen dünyaca ünlü bir bilim adamı,3 çocuk babası, gelecek 20 yıl içinde çocuklarına bırakması gereken şeyleri kısa bir zamana sığdırmaya çalışıyor. Böyle bir bilim adamı önce çocukları için sonrada dünya için hayatla ilgili ipuçlarını, yaşama dair inceliklerle ilgili üniversite kürsüsünden yaptığı ölmeden önce son konuşması kitap haline getirilmiş. Çocuklarının çok küçük olması sebebiyle onlara bırakabileceği, onun her halini hatırlayabileceği çok anlamlı bir miras bırakıyor. Üniversite konuşmasını çocuklarına adıyor ve videoya çekip kitap çıkarıyor. Kitabı okuyunca içim ürperdi. Çünkü bu bilim adamı kanser olduğuna şükrediyor. Çünkü ‘eğer trafik kazasından ya da kalp krizinden ölseydim aileme bu kadar zaman ayıramazdım’ diyecek kadar şükreden biri. Ölmesine aylar kala araba alması, eşiyle tatile çıkması çocukları ile zaman geçirmesi beni çok etkiledi. Kitap Hasta olduğunu öğrenmesinden ölümüne kadar geçen süreyi ve üniversitede yaptığı konuşmasının ayrıntılarından bahsediyor. Kitabı bitirdikten sonra videoyu seyrettim ve çok büyük bir ders aldım hayata dair. Video son konuşmaya aitti. Hem eşine hem çocuklarına öyle güzel bir sunum yapıyor ki eşi sahnede ona teşekkür ederek sarılıyor ve ‘lütfen ölme’ diyerek konuşma sona eriyor.
Kitaptan özellikle not aldığım kısımlardan bahsetmek istiyorum.
Profesör;
· Çocukluk hayallerinizden asla vazgeçmeyin, onu mutlaka gerçekleştirin.
· Her zaman gelecek planlarınızı ajandanıza yazın, benim eskiden ilerideki notlarımda ‘profesör ol’ yazıyordu.
· Savunduğunuz bütün doğruların peşinden gidin ama aynı doğruları sizde yaparak…
· Evinizde ya da iş yerinizde bütün belgelerinizi dosyalayın.
· Telefonda asla vakit kaybetmeyin. Çok uzun konuşmak istemediğiniz kişileri öğle yemeğine yakın arayın siz istemeseniz de uzun konuşmayacaktır.
· Her zaman karşınızdakine yetki verin.
· TEŞEKKÜR ETMEYİ İYİ BİLİN.
· Her zaman hazırlıklı olun, her zaman kazanırsınız.
· Her zaman doğruyu söyleyin.

Randy Pausch, Son konuşmasından 1 sene sonra 25 Temmuz 2008 Cuma günü öldü.
‘’Önemli olan kaybetmeniz veya kazanmanız değil, nasıl oynadığınızdır.’’
Randy Pausch

http://www.randypausch.com/

6 Şubat 2009 Cuma

YÜREĞİNİ DİNLE!


Kitabın Adı: YÜREĞİNİ DİNLE
Kitabın Yazarı: DANİELLE STEEL
Yayınevi: Remzi Kitabevi

Danielle Steel’den çarpıcı bir yeniden doğuşun, unutuşun ve hatırlayışın hikayesi’ diye bir cümleyle başlıyor kitap. Aslında bir tavsiye olarak okumadım bu kitabı sadece okumadığım kitaplar arasındaydı.Kitap ne kadar iyi ya da kötü olursa olsun yazar okutmayı bilmeli diye düşünüyorum.Bazen başlık bazen bir kelime bazen de başlangıç cümlesi…
Kitap bir sinema sanatçısı çok alımlı çok zengin ve çok meşhur bir kadının hikayesini anlatıyor.İlk kocasından ayrılan Carole, iki çocuk sahibidir.Kızı ve Oğlu yurtdışında yaşamakta ve çalışmaktadırlar.
Bu kadar yıldızlı bir hayatı olan kahraman aslında yalnızdır.Kitap yazmaya çalışır ama başaramaz.Paris’e tatile gittiğinde bombalı bir saldırıda yaralanır ve hafızasını kaybeder.Ve kitap aslında bundan sonra başlar.Yıllar önce aşık olduğu adamla karşılaşır bu karşılaşmadan çok etkilenir.Boş hafızasını doldurmak için hayatını gözden geçirir ve bambaşka biri olarak çıkar.Hayatı için bir şansı daha vardır…
Kitaptan çok fazla etkilenmedim. Bunun için okuma kararı sizindir.
Sadece dikkatimi çeken bir yer vardı hayatın karmaşasına kapılırken geride kalanlara dönüp bakmak ve hayatı hakkettiği gibi yaşamak gerekiyor.

4 Şubat 2009 Çarşamba

HEDİYE


Hediye almak nasıl bir duygu sizce?
Hediye sınırlandırılabilir mi insanın zihninde? Hayatımızın ne kadar kısmını kaplıyor? İnsana verilen hediye sadece parayla mı ölçülür? Asıl hediye sevdiklerimiz değil midir hayatta?



Doğum günleri,yıl dönümler,aydönümleri,yılbaşılar gibi bir çok sebeple hediyeler alınır.Ya bir hırka ya bir kazak ya da bir oyuncak kimi zaman.Asıl bu olmamalı sevgimizi anlatmak için diye düşünürdüm hep.Özellikle sevdiğimiz için uğraşmalıyız saatlerce.Peki buna kim cesaret edebilir?Saatlerce hediye almak için gezmeyi kastetmiyorum,hazırlamak için gecelerce uykusuz kalan var mı aranızda?Ben öyle birini tanıyorum ki bütün zihnimdeki düşüncüleri yıkan, Yıllarca kalıplaşan bilgileri altüst eden.İnsanın sevdiğine ne yapması gerektiğini onun için nasıl uğraşması gerektiğini öğretti bana.Öyle birini tanıdım ki, aslında kendisi hediye olan bu hayatta neler yapılabileceğini gösteren biri.Sıradışı olan bu hikayeyi sizinle de paylaşmak istedim.İleride Sıradışı Yaşam becerileri seminerinde anlatılacak bir hikayeden bahsediyorum size.


Birbirlerini çok seven bir çift vardır.Aradan geçen yıllara meydan okuyan çift sıra dışı olarak hayatlarını yaşarlar.Erkek sevdiği kız için bir hediye hazırlamak ister.Ama öyle bir hediye ki dünyada daha önce bir benzeri olmayan.Tam bir sene hazırlanır bunun için.Tam bir yıl büyük gün için çalışır.Kız sevdiğine o kadar bağlıdır ki ondan hediye falan istemez onun varlığı yeter diye düşünür.Ama vakit gelir, erkek bütün bir gece ayakta kalarak hediyeyi son haline getirir.Uykusuz kalmak önemini yitirir onun gözünde.Kızın bir şeyden haberi yoktur tabi.Büyük gün geldiğinde bir demet çiçekle verir kıymetli hediyeyi kıza.Kız paketi açtığında ağzı bir karış açık kalır.Sanki uyuşmuş gibi yarım saat bir şey diyemez.Ve birden ağlamaya başlar hem de hıçkıra hıçkıra…Çünkü paketin içinden kız için yapılmış bir dergi vardır.Her sayfasında kızı anlatan,bir senedir yaptıklarını ve düşündüklerini yazmıştır erkek.O güne kadar yaptıkları işleri, resimleri tarihleri ile beraber kaydetmiş.Ve tek baskı halinde bir dergi verir kıza.Kız tek tek sayfaları defalarca okur ve ‘Hepsi benim için mi?’ diye mutluluktan çıldırır.
Kız mutluluktan bütün gece ağlar…Allaha sabaha kadar şükreder bu mutluluk için.
‘Hikayenin kahramanı eğer okursa bu yazıyı
ona sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum’
Laedris

Hayatta en büyük hediyeniz sevdikleriniz olsun...

17 Kasım 2008 Pazartesi

İnsan Ne İle Yaşar?


İnsan Ne İle Yaşar?

TOLSTOY

Antik Batı Klasikleri


Ortaokuldan beri kendime bir hedef seçmiştim Kitap konusunda.Dünya klasiklerini bitirmek istiyorum.Çünkü Tolstoy ve Dostoyevski'nin kitapları bana okuma sevgisini vermişti ve nezaman onlardan bir kitap okusam 2 günde hemen biterdi.Farklı inançları olduğu kişilerin bukadar inanarak bir şeyler yazması beni çok etkilemiştir.İnsan ne ile yaşar kitabı bir tüyap hatırasıdır.Herzaman olduğu gibi zevkle okudum her cümlesini...



  • İnsan 3 şeyle yaşar;Sevgi,Kendi ihtiyaçlarının bilgisi ve Merhamet.

  • İnsan hayatında en önemli an 'şimdi'dir.En önemli kişi o yanında olan kişidir,en önemli işi ise o kişiye iyilik yapmaktır.

  • Dünya malına mülküne ne kadar sahip olursanız olun insanoğluna 180cm uzunluğunda toprak yeter ve artar bile...

  • Bütün yapılan kötülükleri affetmek gerekir.

  • Bir küçük kıvılcım bütün evi kül eder.

Kitabı bukadar kısa paragraf ile anlatmak mümkün değil elbette ama yazara ait olan bu cümleler aslında herşeyi özetliyor.


İnsan için en önemli an 'şimdi'dir.Kıymetini bilerek yaşayın...